31 Ocak 2017 Salı

Mehmet Ali Ağca, Alaattin Çakıcı'yı Ziyaret Etti

1981 yılında II. Jean Paul'e suikast girişimiyle tüm dünyanın tanıdığı ve 33 yıl hapis cezası yattıktan sonra tahliye olan Mehmet Ali Ağca, Bolu F Tipi Cezaevi'nde yatmaktan olan Alaattin Çakıçı'yı ziyaret etti.

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan özel izinle Bolu F Tipi Cezaevi’nde yatmakta olan Alaattin Çakıcı ile 30 dakika görüşen Mehmet Ali Ağca, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ağca, “Türkiye’ye ilk geldiğimde beni ilk karşılayan Alaattin Çakıcı olmuştu. Oradan özel bir hukukumuz var. Manevi arkadaşımızı ziyaret ettim. Kendisini iyi gördüm, dimdik ayakta. Cesaret ve kararlılıkla hayatına devam ediyor. İnşallah en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşur ve aramıza katılır. Alaattin Çakıcı Türk devletine, Türk milletine hizmet etmiş birisi. Hapiste tutulmasının hiçbir gerekçesi yok. İnşallah en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşur” şeklinde konuştu. Ağca daha sonra cezaevinden ayrıldı. 

Turgay Zaim



30 Ocak 2017 Pazartesi

Alaattin Çakıcı'dan Başkanlık Sistemi!

Bolu F tipi cezaevinde olan Alaattin Çakıcı başkanlık sistemi ve refarandum süreci hakkında açıklama yaptı.


Kamuoyuna saygılarımla;

         28-29 Ocak tarihli ulusal ve yerel medyada “ Alaattin Çakıcı referandum ile ilgili ne diyor “ başlıklı yapılan haberlere cevabımdır.

         Daha evvel de dile getirmiştim. Dünyanın hiçbir yerinde bir insan diğer bir insanı sevmek zorunda değildir. Söz konusu devlet bekası ise düşmanlıklar ve önyargılar Aziz Milletimizin selameti için değil buzdolabında difrizde dondurulmalıdır.

         Meclisten geçen yeni anayasa paketi ile ilgili toplumumuza paketin ayrıntıları açıklanmamıştır. Anayasanın ilk 4 maddesi, yeni anayasada güvence altına alınmış, Cumhuriyet’in temel değerlerine dokunulmamışsa, Aziz Türk Milleti için Allah katında hayırlı ise milletimize hayırlara vesile olsun.

         Yargının bağımsızlığı anayasada güvence altına alındıysa, özerklik ve federasyona yasal olarak geçit vermiyorsa, toplumun tüm etnik mozağine eşit mesafede davranacaksa, din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almış ise hangi siyasi lider ülkeye bir “ kral gibi değil” 8. Emevi halifesi Ömer Bin Abdülaziz gibi milletin hizmetkarı olacaksa Rabbim ve Aziz Türk Milleti onun yanında olsun.

         79 milyon her bireyin özgür iradesiyle vereceği kararı milletimizin ve devletimizin kaderiyle vereceği kararı bu referandumda kullanacağı evet-hayır oyunu vicdanına da danışarak özgürce vermelidir. Ülkemiz ve coğrafyamız çok zorlu bir süreçten geçiyor. Her ülkücü, her MHP seçmeni, her Alaattin Çakıcı’yı seven devletin bekası ile ilgili kararı kendi vicdanı ile vermelidir. Demokrasinin özgür iradesi bunu gerektirir.

         Referandum ile ilgili kararı ne bir kabadayı ne de şaibeli (!) bir insan vermeli, kitleleri yönlendirme şansına sahip olmamalıdırlar. Ama suç işlemiş bir insan ise vatan sevdalısı olamaz diye bir kaide yoktur.        

         Türkiye’deki siyasiler ve kanaat önderlerinin, geçtiğimiz bu zorlu süreçte provokatif bazı olayları dolaylı yoldan da olsa yönlendirmesi millete ihanettir ! Buna çok dikkat edilmeli !

         Pazar günü bir gazete okudum, afiş asarken gizli eller insanları kurşunlamış. Bu ülkeyi kaosa sokar. Okyanus ötesi, Batı ve yerli işbirlikçi hainlerinin bir provokasyonu olma ihtimali gözardı edilip birileri suçlanmamalıdır.

         3 çocuk babasıyım. Oğlum İsviçre’de yatılı okulda okuyup, eğitimine İngiltere’de devam edip Türkçe’nin dışında 4 ayrı dili anadili gibi konuşmaktadır.  İngiltere’deki üniversitesi aracılığı ile Columbia Üniversitesinden ekonomi mühendisi olarak diploma almıştır. Bugüne kadar 2 defa oy kullandı. İlk oyu AKP’ye ikinci oyu MHP’ye.

         Büyük kızım iki üniversite bitirmiş, tezli master yapmış, Türkiye’nin genç ressamlarından biri olup, üniversitede öğretim üyesidir. Oyunu geçmişte Fazilet Partisine vermiştir. Sonraki tüm oylarını MHP’ye verdi.

         Küçük kızım Aytül, Koç Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirip, yurtdışında üniversitede ( Esesc) sosyoloji dalında master yaptı. Uluslararası ev içi şiddet hukuku konusunda doktorasını bitirerek, bazı makaleleri yurtdışında yayınlandı. Ömrünce ulusalcı ve Atatürkçü olarak oylarını CHP’ye verdi. Uzun yıllar İngiltere’de yaşamasına rağmen tesettürlü olmayıp kıldığı 5 vakit namazında bir tane kaza yapmamıştır.

         Bir baba çocuklarına kendi düşünceleri doğrultusunda belli bir yaşa geldikten sonra ülkenin kaderiyle ilgili asla baskı yapmamalıdır. Kendi özgür iradeleriyle karar vermesi her babanın ideali olmalıdır.

         Bazıları Tayyip Erdoğan’a acaba yakınlaşmak için mesaj mı gönderiyor diye düşünenlere teessüf ederim. Bu beni günaha kadar sevmez, ben de onu sevmem. Daha evvel ifade ettiğim gibi ortak noktamız devletin bekası, Allah’a kalbi teslimiyet duygusudur. Ben Allah’ın dışında kimseye biat etmem! O bu kurduğum cümleye kızabilir. Kızarsa kızsın. Hiç önemli değil. Doğrularına evet ! yanlışlarına hayır ! derim.

         Yıllarca beni hastane ve cezaevlerinde öldürmek istediler. Kişi Allah’a teslim olmuşsa Rabbim onun yanındadır. Bütün kurdukları tezgahları başlarına çevirdim.

         15 Temmuz’dan sonra dik duruşu için kendisine teşekkür ettim. Dik durduğu sürece Rabbim onun yar ve yardımcısı olsun. Yalnız onun değil. Devleti için dik duran herkese selam olsun.

         Defalarca kendilerine mahkeme huzurunda, UY-AP üzerinden yazdığım yazılarda, bana kurulan tuzaklarda herkes sizi işaret ediyor dedim. Ama hep duyarsız kaldı. Yukarıda 5 sayfalık yazımın içinde “ Nefsini ayaklar altına alıp, Aziz Türk Milleti’nin hizmetkarlığına soyunuyorsa Alaattin Çakıcı’nın söylemesine gerek yok, Allah her şeyin en iyisini bilir “

         Ben ezelden ebede ülkücüyüm, partiler kapatılır, sistemde ufak değişiklikler olur. Değişmeyen Allah Kelamıdır. Ve doğru beşeri düşünceler insanlığa hizmet eder.

         Demokraside olmazsa olmaz milletin iradesidir. Her oy kullanacak vatandaşın birilerinin yönlendirmesiyle değil kendi iradesiyle oyunu vermesi gerekir. Referandumdan çıkacak millet iradesine hayır ya da evet diyenlere saygı duyulmalıdır. Bana yapılanların en bariz örneği Adana F tipi cezaevinde öldürülen, Özgecan Arslan’ın cinayetini işleyen kişinin öldürülmesi olayını yapan Gültekin Alan’ı tanımam. Orada Türkiye’deki en yakın dostum Ahmet Tekin Baykal ve yeğenim Adem Çakıcı yatmaktayken işlenmiş bir cinayeti Adana’dan avukatım Ahmet Tekin Baykal ve yeğenime gittiğinde Adalet Bakanlığı’ndan gelen müfettişler bu cinayeti avukatı vasıtasıyla Alaattin Çakıcı yaptırdı dersen, Alaattin Çakıcı’yı bir ömür mahkum ettiririz sana da az ceza verdiririz diye 3 defa baskı yaptığı 25-1-2017 tarihli ifadelerinde dile getirilmiştir.

         Gültekin Alan ile sadece İzmir F-2’den Adana’ya sevkedilen Ahmet Tekin Baykal haksız yere azmettirici olarak tutuklanmıştır. Adalet topal da olsa sonunda doğru karar verir. Ahmet Tekin Baykal’ın suçsuzluğu mahkeme tarafından kabul edilip tutukluluğu kaldırılmıştır.

         Nedense adalet topal yürüse de Alaattin Çakıcı’ya uygulanmadı !!

Benim ile ilgili “adalet” kavramı demek ki bitkisel hayata girmiş.

Şahsıma yapılan tüm adaletsizliklere rağmen, devletin ve milletin bekası için 1 canım var. “İçeride ve dışarıda çocukluğumdan itibaren son nefesimi vereceğim güne kadar feda ederim.”

         Gültekin Alan’ın 10 sayfalık dilekçesinin benimle ilgili olan 2. Sayfasını, kendi el yazısı ve imzalı son sayfasını da bu yazıya ekliyorum.

         Rabbim Aziz Milletimizin devletine gönülden bağlı olan her etnik mozaiğin, yine devletine gönül vermiş her dini ve siyasi görüşte olan milletin bekası için birbirleriyle devletimiz adına ortak karar vermesini yerlerin ve göklerin tüm alemlerin, tüm mahlukatın tek sahibi olan Allah C.C milletimizin ve devletimizin yanında olmasını Rabbimden niyaz ederim.

         Kamuoyuna ve Aziz Türk Milleti’ine saygılarımla arz ederim.

30-1-2017 ALAATTİN ÇAKICI                                     AV.CAN SEVİNÇ

25 Ocak 2017 Çarşamba

Özgecan Aslan’ın katili! Suphi Altındöken’in öldürülmesi, babası Necmettin Altındöken’in de yaralanması olayı ile ilgili olarak, Azmettirici iddialarıyla tutuklanan ve Adana F tipi Yüksek Güvenlikli Ceza Evinden. Van F tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevine giden. Ahmet Tekin Baykal'a bugün görülen duruşmada tahliye kararı verildi.

A.Tekin Baykal. 2008 yılında. Fetö Terör örgütü üyesi polis hakim ve savcıların düzenlemiş olduğu Anafor operasyonuyla tutuklanmıştı. Anafor davası'da yeniden değerlendirme talebiyle ele alınan A.Tekin Baykal'ın çok yakın bir zaman içerisinde Anafor davasından tahliye olacağıda gelen bilgiler arasında.

Anafor operasyonunu yapan bütün birim görevlileri Fetullahçı terör örgütü üyesi olmaktan ceza evinde.A.Tekin Baykal'ın hep dile getirdiği bu yaşananlar bir kumpastır sözü bu günkü gerçekliklerle gözlerimizin önündedir..

(Haber: Sinan Özdivarcı)

23 Ocak 2017 Pazartesi

Alaattin Çakıcı "Boluya Cezaevine Geri Dönüyor"

Bolu F Tipi Cezaevi'nde yatan Alaattin Çakıcı, tedavisi için İstanbul'a geldi.
Adalet Bakanlığı,yatırılarak tedavi olması için İstanbul/Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevketti.

Kartal Araştırma Hastanesi Başhekimliği,tadilat nedeniyle mahkum koğuşunu iptal ettikleri gerekçesiyle Alaattin Çakıcı'yı hastaneye kabul etmedi.

Şu an Alaattin Çakıcı,saatlerdir Cezaevi ring aracında bekletilmektedir.!

20 Ocak 2017 Cuma

Kimsenin Rahatsız Olması Gerekmez.

Van F tipi Yüksek Güvenlikli Ceza Evinde kalmakta olan, Ege’nin Efesi olarak, Ülke genelinde tanınan ve bilinen iş adamı Ahmet Tekin Baykal! basın sözcüsü Sinan Özdivarcı’nın kendisine gönderdiği mektuba ve yönelttiği sorulara gönderdiği mektupla açıklamalar yaptı

Adana F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Özgecan Aslan’ın katili Suphi Altındöken’in öldürülmesi, babası, Necmettin Altındöken’in de, Yaralanması olayı ile Azmettirici iddialarıyla tutuklanarak, Adana Yüksek güvenlikli Cezaevinden Van F Tipi Ceza evine giden, A. Tekin Baykal, Ülkemiz içindeki herkese ve her kesime! çağrıda bulundu!!!

DEVLETİMİZ SALDIRI ALTINDA
Devletimiz saldırı altında, Hemde! Ciddi bir şekilde bu saldırı, Hepimizi her patiden olanı!!! Sağcıyı Solcuyu Aleviyi Sünniyi İnananı İnanmayanı Laz’ı Kürd’ü Çerkez’i Hepimizi kapsıyor hepimiz bu saldırıların tehdidi altındayız!!! Ülkemiz hakkında art niyetli olan güçlerin, en etkili silahı Demokrasi,İnsan hakları adı altında, Her kafadan ses çıkmasını sağlayıp! Birlik beraberligimizi sağlıksız duruma getirerek tek yumruk olmayı engellemektir, Şüphesiz en güzel yönetim şekli demokrasidir, Ve şüphesiz hepimiz Milletçe Demokrasi sevdalısıyız ancak Bu tehdit itibari ile bu dönem, Rejim tartışmaları bir kenara bırakılmalıdır Rejim güzelliğinden ziyade! Milletimizin varlığını devletimizin payidarlığını En sağlıklı şekilde tesis edecek düzen hangisiyse ona müraacat edilmelidir

BAŞKANLIK SİSTEMİ MİLLETİMİZİN TEK YUMRUK OLMASINI SAĞLAYACAK
tek yumruk olmasını sağlayacağı şüphesizdir!!! Başta siyasetçilerin! Birbirine yanlış olmaları halindeki psikolojiyle kin ve öfkeyle değil  Şu veya bu şekilde etkisi altında kaldıkları egolarıyla değil  Böyle bir tehlikenin karşısında hissedecekleri Milli duygularıyla davranmaları çok önemlidir!!!

SİSTEM MİLLETİN HUZURU DIŞINA ÇIKTIMI HALKIMIZ GEREĞİNİ YAPAR
Şimdiye kadar ki doğru yanlış düşünceleri bir kenara koyup, sakin bir kafayla böyle bir tehlike var mı yok mu?
Varsa bu tehlike nedir?
Ve neredendir?
Ve bu tehlikeye karşı en sıkı duruşu kim yapıyor?
Sağlıklı bir şekilde bunu görmeli ve tesbit etmek gerekir!
Asıl tehlikeye önlem alınmalıdır!
Artı insanların BİAT kompleksinden kurtulması lazım!!!
Kimsenin rahatsız olması gerekmez !!!
Başkanlık sistemi milletin devletin huzuru refahı çıkarı dışında çalışmaya başladığı takdirde halkımız bu konuda çok hassas ve ileridir o noktada gereğini yapar!!

17 Ocak 2017 Salı

Ben Eski Ülkücüyüm, Ezelden Ebede Kadar.

Alaattin Çakıcı yazmış olduğu son mektupta, “Cumhurbaşkanına yazmış olduğum mektup kimleri rahatsız etti” diye sorarken,  “hastalığımdan dolayı kimseye boyun eğmem” dedi.
İşte o mektup;

Sayın Kamuoyuna Aziz Milletimize Saygılarımla Arz Ederim

16.01.2017’de Sayın Cumhurbaşkanımıza yazdığım mektuptan dolayı kurduğum cümlelerin içerisinden cımbızla çekerek aldığı bazı sözlerden Cumhurbaşkanımız mı rahatsız oldu? Başbakan mı? Adalet Bakanı mı? Yoksa Adalet Bakanı adına bürokratlar mı? Kendilerine şu anda yakın olan devletin bekası için iktidara destek veren Devlet Bahçeli’ye kullandığım bazı sözlerden dolayı onun adına mı topluca rahatsız oldular? Evet. Daha evvelde söylediğim gibi. Bahçeli devletin bekası için devletin yanında yer aldığı için kendisine teşekkür etmiştim. Devletim adına doğru bir teşekkürdü. Ama insan omurgalı olur. AK Parti ve şimdiki Cumhurbaşkanımıza geçmişteki sözlerinden ihanet-i vataniye içindeler (Yani vatanhainliğinden suçladığı medya ve basın arşivlerinde mevcuttur) AK Parti’ye destek verdiği için Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı, Bahçeli’nin şahsına kullandığım sözlerden rahatsız mı oldular ki, 4 aydır Ankara’ya giden KOAH ile ilgili 40-45 nem oranında üstünde yatamaz raporuna halen cevap verilmemiştir. Bir evvelki mektubumda Cumhurbaşkanımıza senden AF dileyen cezalarımın af edilmesini isteyen Alattin’in anası mezarda hortlasın diye yazmıştım. Yine aynı sözdeyim. Ama bir PKK’lıyı KOAH’tan dolayı tahliye ettiler. Tahliyeden 3 yıl sonra Kandil’deki PKK kamplarına yapılan baskında öldürüldüğü başından bu millet tarafından bilinmektedir. Hastalıklarımdan dolayı adil ve adaletli olmayan makamı ve mevkisi ne olursa olsun boyun eğmem ve yalakalıkta yapmam.!

Yeryüzünde herhangi biri veyahutta insanlık inanaı ve inanmayanı üst akılın çizdiği kaderin üstünde bir kaderin var olduğunu Rabbime inananlar bilmektedir. Allahın vermiş olduğu kader ile ilgili vermiş olduğu karar değişmeyen ezel ve ebedtir.

Sizlere Amentü ile ilgili bir cümle kurmak istiyorum. Gerçekten Amentü’ye iman etmiş bir müslüman kalbiyle diliyle tasdik ediyorsa o Allah’ın sadık kuludur. Dil ile söyleyip diliyle Amentü’yü söyleyiğ kalbiyle inanmayan kim olursa olsun o Dürzi’dir.

Sıffin savaşında hakem olayın gidip Hz. Ali (r.a) hazretlerinin safında yer alıp sonra Hz. Ali’ye düşman olan diliyle Amentü’yü söyleyenlerden haricilerin hiçbir farkı yoktur. Yine Kerbela da Ümeyyeoğulları’ndan Muaviye oğlu Yezid’in Hz. Hüseyin’i katleden bu iblislerden hiçbir farkı yoktur.

Rabbim devletimizi ve milletimizi iç ve dış düşmanlardan korusun.

Anayasa paketi meclisten geçip referandurmda halk oyuna sunulacaktır. Millet iradesi sistem ile ilgili kendi iradesi doğrultusunda karar verme hakkı kişiye aittir. Bu konudaki düşüncem, şahsımla ilgili;

Her etnik mozaiğe, her dini inanca adil ve eşit mesafede davranan yargının bağımsızlığını ana temel ilke kabul eden milletin hizmetkarı olacaksa bireyin temel hak ve özgürlüklerini koruyacaksa, söz devletin bekası ise iç ve dış düşmanlarımıza birinci derece duyarlı olacaksa milletin kralı değil, milletimizin hizmetkarı olmaya gönüllü ise hangi düşünceden kim olursa Allah onun yardımcısı olsun. Kararı aziz milletimiz verecektir.

Saygılarımla arz ederim

Hastalıklarımla ilgili birilerine söylediğim sözlerden dolayı mevkisi makamı ne olursa olsun hiçbir beklentim olamaz. Kendi ruhsal dünyamda kendi ateşimle yanar, kimseye biat etmem. Rabbim ne kadar ömür vermişse o kadar yaşarım.
Seyyid soyundan gelen Halep’te boynu vurularak derisi yüzülen Nesimi gibi derimi de yüzseler doğru bildiğim çizgiden sonucu ne olursa olsun kimseye biat etmem. Teslimiyetim Allaha, sadakatim devletimedir. Topraktan geldik toprağa döneceğiz.

Ne mutlu diliyle, beyniyle, Allaha tevekkül eden müminlere selam olsun. Beyniyle iman etmeyen diliyle Müslümanım diyenler Dürzilerden farkı yoktur. Çünkü onlar reenkarnasyona inanırlar. Saygılarımla aziz milletimize arz ederim.

Sayın Yerel ve Ulusal Haber siteleri

Sıkça Uyap mahkeme tutanaklarındaki ifadelerimi Adalat Bakanlığına ayrıca yazdığım yazıları ülkemizin geçirdiği bu zorlu süreç içerisinde yazılarımı kaleme alarak haber sitesi kanalıyla kamuoyuna düşünmelerimi ifade etmeye çalışırken bazı haber siteleri yazılarımı çarpıtmaktadır. Dünkü haber sitesi bugün yayınlanması gereken yazıyı  yayınlayarak yazımı çarpıttılar. Bazı cümleleri kısaltarak anlamını değiştirdiler. Bu sitenin editöründen mi kaynaklanıyor? Yoksa Avukat Can’ın dalgınlığından mı? Ve yahut birilerinin korku imparatorluğundan mı korkuyorlar. Ben eski Ülkücüyüm. Ezelden ebede kadar. Kafatasçı milliyetçiliğe de düşmanım. Kafatasçı milliyetçilik bir Alman ırkçılığıdır. Evet ülkücüyüm. Partim devletin devamı, amblemi de hilal ve yıldızdır. Her türlü Emperyalist sömürgeciliğe de karşıyım. Ölçüm bağımsız bir Türkiye’dir.

Sayın Mehmet Fatih Belgivanlı’ya verdiğim cevap silik çıktığı için, aslı genel müdürlükteki aslı olduğundan ona yazdığım tüm sözlerin arkasındayım. Onunla ilgili ayrıca 2 sayfalık bir kaleme yazı almıştım. O yazıdaki bazı cümleler çarpıtıldı ve NOT bölümüne geçilmedi. O yazıya ilaveten yazacağım yazıyı 1 buçuk sayfa genişleterek kaleme alarak, sizlere saygılarımla arz ederim.

Alaattin Çakıcı

Cumhurbaşkanımıza yazdığım mektuptan dolayı kim rahatsız oldu.

Bolu F tipi cezaevinde yatmakta olan Alattin Çakıcı yine dikkat çekici ifadeler içeren bir mektup yazdı  Cumhurbaşkanına hitaben yazılan mektupta Çakıcı çok önemli açıklamalarda bulundu.
İşte o mektup;
16.01.2017'de Cumhurbaşkanımıza yazdığım mektuptan dolayı Cumhurbaşkanımız mı rahatsız oldu? Başbakan mı?  Adalet Bakanı mı ? yoksa Adalet Bakanı adına bürokratlar mı ? Yoksa Devlet Bahçeli mi?
Milli değerlerine bir kenara bırakan devletin yanında yer aldığı için yakın zamana kadar tenkit etmediğim sayın Devlet Bahçeli,  ne  geçmişte söylemiş olduğu dün değerleri inkar ederek sanki kendi uzun süreç içerisinde AKP'yi şimdiki cumhurbaşkanını geçmişteki söylemlerinden zaman zaman vatana ihanet suçundan itham ettiği medya basın arşivinde ve milletin belleğin de unutulmamıştır.
Şu anda sayın Devlet Bahçeli ile ilgili bazı söylemlerimi  AKP'ye destek verdiği için cumhurbaşkanının başbakanının bakanların zoruna gittiğinden mi, dört aydır KOAH hastalığımdan dolayı Bolu'da yatamaz raporuna hala cevap verilmemiştir.
Geçmişte KOAH'tan dolayı bir vatan hainini tahliye ettiler.
 Üç yıl sonra operasyonda kandilde ölüsü bulundu.
 Burada her türlü hastalığımdan dolayı adil ve adaletli olmayan mevki ve makamın ne olursa olsun kimseye boyun eğmem.
Yer yüzünde hiç kimse inanma mı inanmayan kaderin üstündeki kaderin sahibinden ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne dünya liderleri ne de 7 milyar insan gökte ve yerde hiçbir mahlukat Rabbimin kulu hakkında vermiş olduğu kararı değiştiremezsin.
Sizler bu cümleyi geniş kavram da kullanıyorum. Amentü iman etmiş Müslüman'ım diyen, adalet ve merhamet  duygusundan yoksun olan, müminim diyen,  Allah'ı kandırıyor. Şirk koşan bir dürzi mezhebine mensuptur.
Hakan olayın daha haricilerden hazreti ali düşmanlarından hiçbir  farkı yoktur.
Kerbela'da Allah Resul'ünün evlatlarının şehit eden muaviye oğlu Yezid'in karakteriyle hiçbir fark yoktur günümüzde.
Rabbim devletimizi  milletimizi iç ve dış düşmanlardan korusun aziz Türk milletine saygılarımı arz ederim.